Girişimcilik ekosisteminin büyümesi, internet üzerinden şirketlerin kurulabilmesi ve birçok işin sadece internet ve bilgisayar ile yapılabiliyor olması, geleneksel iş kavramında da bazı değişikliklere sebep olacak.

Kendi işini kurmak isteyenlerin ya da ofis masraflarını azaltmak için home office sistemine geçen firmaların sayısının artmasının da bu değişiklikte payı bulunuyor. Özellikle Amerika’da birçok girişimin bu şekilde faaliyet gösteriyor olması, şirketlerdeki küçük ofis masalarından ya da Cubicle’lardan sıkılan çalışanlar, daha farklı bir şekilde çalışmayı arzulaması geleneksel iş yapış tarzına yeni yaklaşımlar getiriyor.

Tabii ki halen, belli bir saatte ofiste, masa başına geçip çalışma döneminin içerisindeyiz; ancak gelecekte hatta yakın gelecekte bu sistem devam edecek mi?

Özellikle internet üzerinden yapılabilecek işlerin sayısının artması ve belki de bu konudaki en büyük belirleyici olan Z ve Y kuşağının daha rahat bir ortamda çalışma arzusu bu değişikliklerin temelinde yatan sebeplerden bazıları diyebiliriz.

Peki, gelecekteki iş kavramıyla ilgili nelerin değişmesi bekleniyor? Ya da bu kavramla ilgili ortaya atılan fikirler neler?

Ofisiniz, siz neresini isterseniz orası olabilir

Mobil cihazların hüküm sürmeye başladığı bir devirde, internetinizin ve bilgisayarınızın olduğu her yer sizin için bir ofis olabilir. Home office çalışanların birçoğu evde çalışmak yerine, bilgisayarını alarak bir kafede, parkta ya da tatil yaparken çalışabiliyor.

Böyle bir sisteme alışmak ilk etapta kolay olmuyor; çünkü belli bir disipline ihtiyacınız oluyor. İnsanoğlu olarak belli başlı rutinlere ihtiyacımız oluyor ve bu nedenle de bazı alanları iş alanı olarak belirlemediğimiz takdirde, odaklanmakta sorun yaşayabiliyoruz.

Ancak kapalı bir ofiste ya da istemediğiniz bir alanda çalışmak iş yaparken sizin yeterince odaklanmanızı sağlıyor mu, bu konu da tartışılabilir.

Kişisel ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek ve kendinizi rahat hissettiğiniz ortamlar, iş yaparken daha iyi odaklanmanızı sağladığı için, işteki performansınızı da artıyor. Çalıştığınız ortamdan memnun olmadığınızda, performansınızın yüzde yüzüyle çalışmanız mümkün olmuyor. Bu nedenle de istediğiniz yerde çalışma fikri, gelecekteki iş kavramını değiştirebilecek fikirlerden biri olarak öne çıkıyor.

Sanal takımlar, yüz yüze bir arada olan takımlardan daha iyi olacak

Oldukça iddialı bir fikir olsa da, son yıllarda online platformlarda iş yapan ve bir araya çok nadir gelen, hatta farklı ülkelerde olmalarına rağmen beraber iş yapan birçok girişim bulunuyor.

Birçok büyük firma, ofis ortamında tüm çalışanların bir arada olduğu ortamları tercih ediyor. Fakat Cisco’nun 2009’da yaptığı bir araştırmada, uzaktan çalışan binlerce işçinin yüzde 63’ünün verimliliği, uzakta çalışırken daha çok arttığını ortaya koyuyor. Hatta katılımcıların yüzde 83’ü, takım arkadaşlarıyla beraber çalışırken dikkatlerinin daha fazla dağıldığını da dile getiriyor.

Yine 2009’da Frank Siebdrat tarafından yönetilen bir takımın dünya genelindeki 80 yazılım firmasıyla yaptığı araştırmada, uzaktan çalışan çalışanların oluşturduğu ekiplerin, beraber çalışan ekiplerden daha iyi bir performans ortaya koyduğu ortaya çıktı.

Ancak uzaktan çalışarak daha fazla başarı sağlamanın kolay bir eylem olmadığını da belirtiyor araştırmaya katılan firmalar. Bu başarının sağlanması için, tüm çalışanların kendilerini vererek çalışmaları gerekiyor. Ayrıca bu çalışanlara gerekli destek ve iletişim imkanlarının da sağlanması gerektiği de belirtiliyor.

Kısacası, çalışanlarınız kendilerini vererek çalıştıklarında ve yönetici olarak onlara gerekli olanakları sağladığınızda dikkat dağıtıcı unsurların azalması nedeniyle, uzaktan çalışanların verimliliği artabiliyor.

Güven en büyük dostunuz olacak

İş hayatındaki başarınız sizin ne kadar güvenilir olduğunuzla ve ne kadar güvenilir insalarla iş yaptığınızla doğru orantılı olacak. Sanal ofis programları üzerinde tanıştığınız yeni iş arkadaşlarınızla herhangi bir bağ kuramamak ve onları tanımamak, gelecekteki iş kavramındaki en büyük dezavantajlardan biri olabilir.

Ancak bu değişimler günümüzde yavaş yavaş hayata geçmeye başladığından, bu konuyu ele almak oldukça önemli.

Peki, yüz yüze tanışıp bir şeyler paylaşamadığınız kişilerle nasıl güvenilir iş yapabileceksiniz? Burada da sizin ne kadar iyi bir performansınızın olduğu ve işle ilgili verdiğiniz sözleri ne kadar tutabildiğinizle alakalı olacak.

Yaptığınız işlerle ilgili dürüst olmanız ve belirtilen zaman dilimleri içinde işlerinizi yetiştirmeniz oldukça önemli olacak. Kişisel hayatınızla ilgili de açık olabilirsiniz. Önemli olan, şeffaf bir yaklaşımla karşınızdaki kişinin güvenini kazanmak olacaktır. Eğer bir firmada çalışan bir kişi iseniz zaten, firma sizin verdiğiniz sözleri tuttuğunuzu gördüğü için bu güvene sahip olacaktır. Aynı şekilde, karşı tarafta verdiği sözleri tutuyorsa zaten karşılıklı bir güven oluşacaktır.

Bu tür yapılarda güven algısı olmadan çalışmak pek de mümkün olmayacağı için, kariyerinizi bu tür bir alana yönlendirirken, beraber çalıştığınız kişilerden de bu şeffaflığı talep etmeniz yanlış olmayacaktır.

Fazla iletişim kurmak sizin sonunuz olabilir

Geleneksel ofislerde çalışanların birbirleriyle muhabbet etmeleri olağan bir durum. Bu sosyalleşme aktivitelerinin limitleri aşıldığında çalışanların performansı ciddi oranda düşebiliyor. Ancak bu durum online ve uzaktan çalışan kişiler arasında da geçerli.

Sanal proje yönetim araçları (Slack, Basecamp vb.) üzerindeki toplu grup mesajlaşma özellikleri, çalışanların birbirleriyle devamlı olarak konuşabilmelerine neden olabiliyor.

İş süreci içerisindeyken amacını aşan bu tür aşırı iletişim kurma çabası, işinizin sonunu getirebilir. Ekibinizle bir ofiste çalışmıyor ve uzaktan iletişim kuruyorsanız, bu iletişimleri belli limitler çerçevesinden sınırlamak gerekiyor. Bu araçların dışında da iletişim kurulabilecek birçok araç (telefon, Whatsapp, Facebook vb.) bulunuyor. Ancak bu araçların dikkat dağıttığını öne sürmemek gerekiyor; çünkü bu araçların nasıl ve ne zaman kullanılacağını belirleyenler yine bizler oluyoruz.

Ortaya konan iş, ofiste olmaktan daha önemli

Aslında bu konu, ilk maddede bahsettiğimiz konu ile ilişkili. Özellikle büyük kurumsal firmalar, çalışanların mesai saatleri içerisinde ofiste olmalarını bekliyorlar. Ancak çalışanlar bu saat aralıkları içinde ofiste olsalar da onların performansları yüksek olmayabiliyor.

Burada da aslında, çalışanların nerede olduklarından çok, işlerini yapıp yapmadıkları ya da tam vaktinde bu işleri orataya koyup koymadıkları öne çıkıyor.

Bir çalışanı belli bir saatte, belli bir yere sabitlemek her zaman işinize yaramıyor olabilir, hatta kendi firmalarınızda da işlerin devamlı olarak geciktiğini de görüyor olabilirsiniz. Bu nedenle işin nerede yapıldığından çok, işin doğru ve zamanında yapılıp yapılmadığına bakmak gerekiyor.

Gelecekteki iş kavramlarında bu unsur daha çok öne çıkabilir. Çünkü çalışanlar kendilerini ne kadar özgür ve rahat hissederlerse, işlerine o kadar yoğunlaşabilirler. Tabii ki burada yine güven unsuru devreye giriyor. Çalışanlarınızla aranızdaki güven bağını kuvvetli tuttuğunuzda ve işlerin zamanında yetişmesi durumunda memnuniyetinizi belirterek, onları ödüllendirdiğinizde, bu anlayış kendiliğinden oturmaya başlayacaktır.