Bu yazı konuk yazarımız Prisync kurucu ortağı Burç Tanır tarafından kaleme alınmıştır.
Büyüyen pazar, artan rekabet
Son birkaç yıl içerisinde, sanırım e-ticaretçilerin en çok hemfikir olduğu konu, pazarın çok hızlı büyüdüğü ve gelinen noktada oldukça rekabetçi bir hal aldığıdır. Gelişmekte olan ülkelerin her geçen gün önemli e-ticaret pazarları haline gelmesi, ABD, İngiltere gibi hali hazırdaki büyük e-ticaret pazarlarının büyümesini sürdürmesi, dünyanın her yerinden online alışveriş tüketicilerine artık aradıkları ürünü çok farklı kanallardan temin edebilme imkanı sunuyor. Fiyat karşılaştırma sitelerinin yükselen popülerliği de tüketicilerin, bu çok sayıda seçenek arasından en uygun fiyatlı olanını bulmasını son derece kolay hale getiriyor. Bu durum, e-ticaret firmalarını, en doğru şekilde tatmin edilmesi gereken, son derece fiyat odaklı bir tüketici topluluğuyla baş başa bırakıyor.
Rekabetin ana odağı : Fiyatlandırma
Hali hazırda çok sayıda teklife, seçeneğe bir tık uzaklıktaki online alışveriş tüketicileri, daima en iyi ürüne, en doğru fiyattan ulaşmak ister. Aslında, bir çok e-ticaret firmasının verdiği mesajlarda, hatta sloganlarında da bu temaya vurgu yapılması bir sürpriz değildir. Fakat, son derece dinamik bir pazar olan e-ticaret pazarında, en uygun fiyatları sürdürülebilir bir strateji dahilinde sunabilmek, pazardaki oyuncu sayısı ve ürün adetleri düşünüldüğünde firmaların kendi insan kaynakları ile yürütebilecekleri bir operasyon olmaktan çıkmaktadır.
Bu bağlamda, aslında firmalar için rakip analizinin önemi hali hazırda çokça belirgin olduğu için, bunu vurgulamaktansa, bu analizin nasıl daha hızlı, ölçeklenebilir ve verimli bir şekilde yapılabileceğine odaklanmak çok daha faydalı olacaktır. Tam olarak bu probleme ve peşinden doğan ihtiyaca odaklanan, e-ticaret firmalarına otomatik rakip fiyat takip imkanı sunan, Prisync gibi yazılımlar sayesinde, artık dünyanın herhangi bir ülkesinden, her ölçekten e-ticaret firması, gerek duyduğu, rekabet analizini daha derinlemesine yapabilir hale gelmektedir.
Otomatik takibe geçiş
Birçok önemli iş analitiği uygulamasında olduğu gibi, rekabet analizi araçları da kullanıcı tarafından başlangıç aşamasında, önemli girdilere, daha doğrusu yönlendirmelere ihtiyaç duyar. Rakip fiyat takip yazılımları düşünüldüğünde, otomatik takibe geçiş öncesi yanıt bulması gereken sorular şunlardır:
- Firmamın rakipleri kimlerdir?
- En rekabetçi, fiyat-duyarlı ürünlerim nelerdir?
Yürütülecek otomatik takip ve analizin kazanımları, bu sorulara doğru yanıtlar bulunabilmesi ile doğrudan ilişkilidir.
Birçok e-ticaret firması, sektördeki başlıca rakiplerini zaten bilmektedir, fakat rekabete etkisi azımsanmaması gereken küçük ölçekli, görece yeni rakiplerin bilinmesi o kadar da kolay olmayabilir. Bu noktada, firmalar, tıpkı bir tüketiciymiş ve bir ürünü arıyormuş gibi Google aramalarıyla, belirli ürünlerin önemli satıcılarını tespit edebilir, ağırlıklı olarak hangi firmalarla rekabet ettiğini görebilir. Buna ek olarak, bir adım daha ileri giderek ülkemizde de oldukça yaygın hale gelmiş olan ve firmanın pazarlama faaliyetlerinde yeri olan bir fiyat karşılaştırma sitesinde de benzeri aramalar yaparak, otomatik takibe alınacak rakipler belirlenebilir.
Veri odaklı her analizde olduğu gibi, önceliklendirme ve ağırlıklandırma rekabet analizinde de önem taşır. Yukarıda belirtilen yöntemleri takiben, bu rakipler arasında yaklaşık trafiklere dayalı bir kıyas yapabilmek adına, Alexa ya da SimilarWeb gibi sitelerden faydalanılabilir.
Bu yolla rakiplerin belirlenmesinin ardından bir sonraki adım pazardaki en rekabetçi ve fiyata duyarlı ürünlerin belirlenmesidir. Rakiplerin belirlenmesinde olduğu gibi ürünler belirlenirken de tüm stok içerisinden belirli ürünlerin önceliklendirmesi, ortaya konacak çalışmanın verimi ve kazanımı açısından önemlidir. Burada, pazarda yaygın biçimde kullanılan Pareto yöntemi ile satışların yaklaşık %80’ini teşkil eden %20’lik ürün grubuna odaklanmak, en yaygın tercih edilen yöntemdir.
Bu yöntemlerle, otomatik takip öncesi yanıt bulması gereken 2 önemli soruya yanıt bulduktan sonra yapılması gereken, fiyat ve stok takibinin yapılacağı ürün linklerinin tespit edilip, takip edilecek yazılıma tanımlanmasıdır. Burada, belirli bir otomasyona dayalı şekilde, araçların kendisinden destek alınabileceği gibi, elle self-service bir şekilde linkleri tanımlamak da mümkündür.
Otomatik fiyat takibinin gücü
Bu noktadan sonra, otomatik takip ve analizin gerçek gücü ortaya çıkmaktadır. Yalnızca bir sefere mahsus, ya kullanıcı firmanın kendisi tarafından, ya da aracın kendisi tarafından derlenen tüm ürün linkleri artık tamamen otomatik takip edilebilir hale gelir, ve kullanıcı firma eskiden olduğu gibi aynı linklere gün ya da hafta içinde defalarca gidip bakmak yerine, tamamen yazılım tarafından çok daha sık şekilde, tamamen otomatik sunulan verilere ve raporlara odaklanabilir. Bu, elbette firma içerisinde takibe ayrılan sürede çok ciddi bir azalma sağladığı gibi, ayrılan vaktin çıktısını ve geri dönüşünü de arttırmaktadır.
Prisync gibi, rakip fiyat takibini otomatikleştiren yazılımlar, rekabet analizini her ölçekten e-ticaret firması için bir külfet olmaktan çıkarıp, kaçınılmaz bir ihtiyaç haline getirmektedir. Bu araçların sunduğu ek raporlar ve analizler sayesinde, firmalar, iş geliştirme vakitlerini çok daha katma değerli ve daha başka boyutlarda rekabet avantajı yaratabilecekleri operasyonlara ayırabilmektedir.
Bu noktada, bu araçların en ön plana çıkan değerleri şunlardır:
- Oldukça sık güncellenen data – günde birkaç defa.
- Tamamen kullanıcının talepleri ile belirlenebilen bir takip pazar kapsamı
- E-posta uyarıları ve bildirimler
- Büyük resmi yansıtan raporlar
- API aracılığıyla üst düzey entegrasyonla
E-ticarette rekabet analizini otomatikleştirmenin faydalarını hali hazırda dünyanın çok çeşitli ülkelerden firmalar tecrübe etmekte ve buradaki en belirgin geri dönüş ve kazanım, satış rakamlarında ve kar marjlarındaki artış olarak görünmektedir. Buradaki en önemli detay, hali hazırda rekabetçi stratejiler izleyen, fakat bunu önemli bir insan kaynağı ile yöneten ekiplerin, Prisync gibi otomatik araçlar sayesinde bu süreci çok daha ölçeklenebilir ve daha fazla ürün için uygulanabilir hale getirebilmesidir.
Bu noktada, söz konusu yazılımların bulut-tabanlı ve tamamen otomatik yapısı, bu yazılımların aylık kullanım bedellerini oldukça aşağı çekmekte, ve yazılımları her ölçekten firma için fazlasıyla erişilebilir kullanmaktadır. Aslında buradaki erişilebilirlik ve genel olarak pazar verisinin daha uygun fiyatlı edinilebilir hale gelişindeki dönüşüm, online perakendenin, geleneksel perakende üzerindeki dönüştürücü etkisine benzetilebilir. Geleneksel pazarda, pazar verisi neredeyse yalnızca büyük oyuncuların pahalı servisler halinde erişebileceği bir konumda iken, günümüzün en yeniliğe açık pazarlarından biri olan e-ticarette bu imkanlar ve erişilebilirlik bambaşka bir boyut kazanmıştır ve rekabetin kuralları yeniden yazılmaktadır.
Bu yeniliği, dönüşümü daha yakından yaşayıp deneyimlemenin yolu, tabi ki yine her zaman olduğu gibi onu kullanım, deneyip, test edebilmekten geçer. Bu bağlamda, Prisync.com adresinden bu yeniliği tamamen ücretsiz bir biçimde deneyimlemek mümkündür.
[snippet slug=”blog-content-action” /]